“Gotik Altın Çağlar: Ortaçağ Avrupa'sında Gelişen Sanat içerikli Dönemler” araması icra eden kişiler muhtemelen Avrupa'daki Gotik sanat ve mimarinin zamanı hakkındaki data arıyorlardır. Gotik sanatın geliştiği muayyen süre dilimleri, bu dönemlerde çalışan başlıca sanatçılar ve mimarlar ve Gotik sanat ve mimarinin temel özellikleri hakkındaki daha çok data edinmekle ilgileniyor olabilirler. Ek olarak Gotik sanat ve mimarinin sonraki sanat ve mimari dönemleri üstündeki tesirini öğrenmekle de ilgileniyor olabilirler.
“Gotik” kavramı çoğu zaman 12. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa'nın sanatını ve mimarisini tarif etmek için kullanılır. Bu devre çoğu zaman “Gotik devre” yahut “Orta Yüzyıl” olarak adlandırılır. Gotik sanat ve mimari, sivri kemerler, nervürlü tonozlar ve uçan payandaların kullanımıyla karakterize edilir. Ek olarak detaylı süslemeleri ve fer ve mekana odaklanmasıyla da bilinir.
Gotik devre Avrupa'da büyük sanat içerikli ve entelektüel başarıların yaşandığı bir dönemdi. Üniversitelerin yükselişine, yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve ticaretin ve alışverişin büyümesine tanıklık etti. Gotik sanat ve mimari bu çağın iyimserliğini ve yaratıcılığını yansıtıyordu. Büyük bir dini coşkunun yaşandığı bir dönemdi ve birçok Gotik kilise ve katedral Allah'nın enerjisini ve ihtişamını yansıtmak için inşa edildi.
Gotik devre, Rönesans'ın yükselişiyle 16. yüzyılda sonlanmış oldu. Rönesans, klasik sanat ve mimariye olan ilginin tekrar canlandığı bir dönemdi ve Gotik çağın dini temalarından uzaklaşmayı işaret ediyordu. Sadece Gotik yoldam Avrupa'nın birtakım bölgelerinde kullanılmaya devam etti ve sonraki sanat ve mimari dönemleri üstünde mühim bir etkiye sahipti.
Gotik sanat ve mimarisinin birtakım temel özellikleri şunlardır:
- Sivri kemerler
- Kaburgalı tonozlar
- Uçan payandalar
- İnce işçilikli süslemeler
- Işığa ve mekana odaklanın
Gotik dönemde yapıt veren mühim sanatçılar ve mimarlardan bazıları şunlardır:
- Giotto di Bondone
- Arnolfo di Cambio
- Francesco Petrarca
- Leon Battista Alberti
- Donatello
Gotik mimarinin en meşhur örneklerinden bazıları şunlardır:
- Paris'teki Notre Dame Katedrali
- Fransa'nın Chartres kentindeki Chartres Katedrali
- İtalya, Milano'daki Milano Katedrali
- İngiltere'nin Salisbury kentindeki Salisbury Katedrali
- Londra, İngiltere'deki Westminster Abbey
Gotik devre, Avrupa'da büyük sanat içerikli ve entelektüel başarıların yaşandığı bir dönemdi. Üniversitelerin yükselişine, yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve ticaretin ve alışverişin büyümesine şahit oldu. Gotik sanat ve mimari, bu çağın iyimserliğini ve yaratıcılığını yansıtıyordu. Büyük bir dini coşkunun yaşandığı bir dönemdi ve birçok Gotik kilise ve katedral, Allah'nın enerjisini ve ihtişamını yansıtmak için inşa edildi. Gotik devre, Rönesans'ın yükselişiyle 16. yüzyılda sonlanmış oldu. Rönesans, klasik sanata ve mimariye olan ilginin tekrar canlandığı bir dönemdi ve Gotik çağın dini temalarından uzaklaşmayı işaret ediyordu. Sadece Gotik biçim, Avrupa'nın birtakım bölgelerinde kullanılmaya devam etti ve sonraki sanat ve mimari dönemleri üstünde mühim bir etkiye sahipti.
Gotik sanat | Ortaçağ sanatı |
---|---|
|
|
Rönesans sanatı | Şimal Rönesans sanatı |
|
|
İtalyan Rönesans sanatı | Rönesans sanatı |
|
|
II. Gotik mimari
Gotik mimari seçimi 12. yüzyılda Fransa'da ortaya çıktı ve 16. yüzyıla kadar Avrupa'da gelişti. Sivri kemerleri, nervürlü tonozları, uçan payandaları ve büyük vitray pencereleriyle karakterizedir. Gotik mimari kiliseler, katedraller, manastırlar ve öteki dini binalar için kullanıldı. Ek olarak saraylar, belediye binaları ve üniversiteler benzer biçimde laik binaların tasarımını da etkiledi.
III. Gotik mimarinin özellikleri
Gotik mimari, sivri kemerleri, nervürlü tonozları, uçan payandaları ve büyük vitray pencereleriyle karakterize edilir. Bu özellikler dikeylik ve fer hissi yaratır ve çoğu zaman seyircide bir huşu ve şaşkınlık hissi yaratmak için kullanılır. Gotik mimari ek olarak çoğu zaman oymalar, heykeller ve resimler benzer biçimde detaylı süslemelere haizdir.
Gotik mimarinin en meşhur örnekleri içinde Paris'teki Notre-Dame Katedrali, Fransa'daki Chartres Katedrali ve Londra'daki Westminster Abbey yer alır. Gotik mimari, sanat ve mimarinin sonraki dönemleri üstünde derin bir tesir yaratmıştır ve Antoni Gaudí, Frank Lloyd Wright ve Le Corbusier benzer biçimde mimarların çalışmalarında görülebilir.
IV. Gotik mimarinin meşhur örnekleri
Gotik mimarinin en meşhur örneklerinden bazıları şunlardır:
* Fransa, Paris'teki Notre-Dame Katedrali
* Fransa'nın Chartres kentindeki Chartres Katedrali
* Fransa'nın Reims kentindeki Reims Katedrali
* İngiltere'nin Salisbury kentindeki Salisbury Katedrali
* Londra, İngiltere'deki Westminster Abbey
* İtalya, Milano'daki Milano Katedrali
* Almanya'nın Köln kentindeki Köln Katedrali
* Prag Katedrali, Prag, Çek Cumhuriyeti
* İspanya'nın Sevilla kentindeki Sevilla Katedrali
V. Çağdaş dünyada Gotik mimari
Gotik mimari çağdaş dünyada kullanılmaya devam edilmiş olup, Gotik Uyanış mimarisinin örnekleri 18. yüzyıldan itibaren inşa edilmiştir.
Gotik Uyanış mimarisinin en meşhur örneklerinden bazıları şunlardır:
- Londra Parlamento Binası (1840-1870)
- Dublin'deki Westminster Sarayı (1840-1877)
- Washington, DC'deki Washington Milli Katedrali (1907-1990)
- Barselona'daki Sagrada Familia (1882-günümüz)
Gotik Uyanış mimarisi kiliseler, hükümet binaları ve üniversiteler de dahil olmak suretiyle oldukça muhtelif binalarda kullanılmıştır.
Hem güzel bununla beraber soylu görüldüğü için popüler bir mimari tarzdır.
Gotik Uyanış mimarisi modern mimaride de kullanılmış, birtakım mimarlar Gotik öğeleri çağdaş tarzlarla birleştirmiştir.
Bunun bir örneği, Londra'daki Lloyd's Binası'dır (1986-1991). Binanın cephesi Gotik tarzda, iç mekanı ise moderndir.
Gotik mimari günümüzde de popülerliğini sürdüren bir mimari biçim olup, dünya genelinde pek oldukça yapıda kullanılmaktadır.
VI. Gotik mimari ve din
Gotik mimari, Katolik Kilisesi ile yakından ilişkiliydi ve Gotik mimarinin en meşhur örneklerinin bir çok kilise olarak inşa edildi. Gotik yoldam, Allah'nın güzelliğini ve enerjisini anlatım etmenin bir yolu olarak görülüyordu ve yükselen tonozları ve karmaşa süslemeleri, yakarma edenlerde bir huşu ve hürmet duygusu yaratmak için tasarlanmıştı.
Gotik mimari, Hristiyan teolojisinin gelişiminde de mühim bir rol oynamıştır. Sivri kemerlerin ve nervürlü tonozların kullanması, daha büyük ve daha ferah kiliselerin yapılmasına imkan tanımış ve bu da daha çok insanoğlunun ayine katılmasını olası kılmıştır. Gotik kiliselerin artan boyutları, Corpus Christi alayı benzer biçimde daha detaylı ve acıklı dini törenlerin yapılmasına da imkan elde etmiştir.
Gotik mimari, dini işlevinin yanı sıra, bununla beraber bir sosyal gurur sembolü olarak da hizmet etti. Büyük Gotik katedrallerin bir çok, varlıklı kent devletleri tarafınca güçlerini ve prestijlerini göstermenin bir yolu olarak inşa edildi. Bu katedrallerin inşası çoğu zaman Allah'yı yüceltmenin ve şehre haysiyet getirmenin bir yolu olarak görülüyordu.
Gotik mimari, Hristiyan sanatı ve mimarisinin gelişimi üstünde derin bir etkiye sahipti. Gotik kiliselerin yükselen tonozları ve karmaşa süslemeleri, Allah'nın güzelliğini ve ihtişamını vurgulayan yeni bir dini sanat tarzına esin verdi. Gotik biçim ek olarak saraylar, belediye binaları ve üniversiteler benzer biçimde öteki bina türlerinin tasarımını da etkiledi.
VII. Gotik mimari ve sanat
Gotik mimari, Orta Yüzyıl'da Avrupa'daki sanatın gelişiminde büyük bir etkiye sahipti. Gotik katedrallerin yükselen kemerleri, sivri pencereleri ve karmaşa süslemeleri, sanatçıları hem görsel olarak çarpıcı bununla beraber psikolojik olarak canlandırıcı sanat eserleri yaratmaya teşvik etti.
Gotik sanatın en karakteristik özelliklerinden biri ışığın kullanımıdır. Gotik katedrallerin büyük pencereleri, organik ışığın iç mekana dolmasını sağlayarak huşu ve şaşkınlık duygusu yaratırdı. Sanatçılar, resimlerinde ve heykellerinde acıklı etkisinde bırakır yaratmak için bu ışığı kullanırlardı.
Gotik sanatın bir öteki mühim yönü de ayrıntılara verdiği önemdir. Gotik sanatçılar en ufak ayrıntılara bile büyük yönelerek, hem güzel bununla beraber işlevsel olan karmaşa desenler ve tasarımlar yaratmışlardır. Bu ayrıntılara yayınlanan itina, Gotik katedrallerin cephelerindeki oymalarda ve bu binaların içerisinde yaratılan fotoğraf ve heykellerde görülebilir.
Gotik sanat bununla beraber çağın dini inançlarından da etkilenmiştir. Birçok Gotik sanatçı, inançlarını anlatım etmek için sanatlarını kullanan rahipler yahut rahibelerdi. Netice, hem güzel bununla beraber psikolojik olarak canlandırıcı bir yapıt bütünüydü.
Gotik sanatın en meşhur örneklerinden bazıları Chartres Katedrali'nin vitray pencereleri, Michelangelo'nun heykelleri ve Jan van Eyck'in resimleridir. Bu sanat eserleri bugün hala güzellikleri, işçilikleri ve içsel önemleri sebebiyle hayranlık uyandırmaktadır.
VIII. Gotik mimari ve müzik
Gotik mimari, Avrupa'da müziğin gelişiminde büyük bir etkiye sahipti. Gotik katedrallerin yükselen yükseklikleri ve süslemelerinin karmaşa bilgileri, bestecilere hem yükselen bununla beraber karmaşa müzik yaratmaları için esin verdi. Gotik dönemde motet ve ritüel benzer biçimde yeni müzik formlarının yanı sıra, birden fazla sesin aynı anda değişik melodiler dediği bir müzik türü olan polifoninin yükselişi görüldü.
Gotik müziğin en meşhur örneklerinden biri, Guillaume de Machaut tarafınca 14. yüzyılın başlarında bestelenen Mass Ordinary'nin polifonik düzenlemelerinin bir koleksiyonu olan Notre Dame Mass'tır. Notre Dame Mass, polifonik müziğin en erken ve en mühim eserlerinden biri olarak kabul edilir ve türün temellerinin atılmasına destek olmuştur.
Gotik müziğin öteki mühim bestecileri içinde Perotin, Leonin ve Johannes Ciconia yer alır. Gotik müzik 15. yüzyılda gelişmeye devam etti ve Rönesans müziğinin gelişiminde mühim bir rol oynadı.
IX. Gotik mimari ve edebiyat
Gotik mimari, yüzyıllar süresince birçok yazar için bir esin kaynağı olmuştur. Gotik katedrallerin yükselen kemerleri, karmaşa bilgileri ve loş ışıklı iç mekanları, kurgu, şiir ve drama eserlerinde gizem, hayranlık ve şaşkınlık duygusu yaratmak için kullanılmıştır.
Gotik edebiyatın en meşhur örneklerinden bazıları şunlardır:
- Victor Hugo'nun “Notre Dame'ın Kamburu”
- Bram Stoker'ın “Drakula”sı
- Horace Walpole'un “Otranto Şatosu”
- ETA Hoffmann'ın “Kum Adamı”
- Oscar Wilde'ın “Dorian Gray'in Portresi”
Bu edebiyat eserleri, Gotik mimarinin karanlık ve esrarengiz, korku ve entrika dolu bir yer olduğu imajını popülerleştirmeye destek oldu. Sadece Gotik mimari, William Morris ve John Ruskin'in eserlerinde görüldüğü benzer biçimde, bununla beraber bir güzellik ve esin kaynağı da olabilir.
Gotik mimari bununla beraber birçok film ve tv dizisinin dekoru olarak da kullanılmıştır, bunlar içinde şunlar yer alır:
- “Notre Dame'ın Kamburu” (1996)
- “Drakula” (1931, 1992, 2014)
- “Otranto Şatosu” (1999)
- “Kum Erkek” (2007)
- “Dorian Gray'in Portresi” (2009)
Bu filmler ve tv dizileri, Gotik mimarinin karanlık ve esrarengiz bir yer olduğu imajının daha da popülerleşmesine destek oldu, sadece bununla beraber Gotik mimarinin her türden öykü için güzel ve esin verici bir ortam olabileceğini de gösterdi.
S: Gotik sanat nelerdir?
A: Gotik sanat, Orta Yüzyıl'da, ortalama 11 ila 1500 yılları aralığında Avrupa'da gelişen bir sanat tarzıdır. Sivri kemerler, nervürlü tonozlar ve uçan payandaların kullanması ve dikeylik ve ışığa verdiği önemle karakterize edilir.
S: Gotik sanatın temel özellikleri nedir?
A: Gotik sanatın başlıca özellikleri şunlardır:
* Sivri kemerler
* Kaburgalı tonozlar
* Uçan payandalar
* Dikeylik
* Fer
S: Gotik sanatın daha sonraki devre sanat ve mimari üstündeki tesiri nelerdir?
A: Gotik sanat, sanatın ve mimarinin sonraki dönemleri üstünde derin bir etkiye sahipti. Sivri kemerler, nervürlü tonozlar ve uçan payandaların kullanması Rönesans mimarları tarafınca benimsendi ve dikeylik ve ışığa vurgu yapması Barok ve Rokoko sanatının gelişimini etkiledi.
0 Yorum